Zoar, geceleri Tora çalışılmasını değerlendirir ve her gece yarısı kalkıp Tora’yı incelemek ve övmek için uyanan Kral David’in örneğini getirir. Kral David’in bir atın altmış nefesi kadar uyuduğu bilinmektedir. Rabi Yeuda sorar: Eğer bu doğruysa, uykusu gece yarısı olmadan, gece erkenden biterdi, der.
Rabi Yosi, gecenin başında Kral David’in evinin ileri gelenleriyle oturduğunu ve Tora okuduğunu açıklar. Sonra gece yarısına yakın uyuduğunu, böylece gece yarısı uyanabilip, şarkı ve övgülerle çalışmaya devam ettiğini açıklar.
Ruh gece bedeni terk ettiğinde, beden ölümün altmışta birini yaşar. İlk 60 nefeste kişi hala tam yaşamdadır ve bundan sonra ölüm ruhu bedene gelir. Kral David kendini ölümün herhangi bir yönünden uzak tutuyordu, bu yüzden manevi negatif ruh onu etkilemeden önce uyanırdı.
Gece yarısından sonra enerji değişir ve dünyada ışık görünmeye başlar. O saatte uyanmak ve Tora çalışmak kişiyi yaşam enerjisi, yenilenme ve büyüme ile bağlar. Işığın açığa çıktığı noktaya dahil olduğumuzda dualarımız daha iyi yükselirler.
Çoğu insan için böyle bir rutine sahip olmak zordur. Ancak ders çalışmak için geceleri uyanmak ruhsal ve hatta fiziksel sağlık anlamında enerji verici ve ödüllendirici olabilir çünkü daha iyi bir yaşam için enerji ‘dozu’ almış oluruz.