Tikun 21 – 106

Diğer tarafa ait mum karanlık ve üç rengi vardır. Kırmızı, karaciğer ve erkek yargısının yönü içindir. Yeşil, dalak ve dişi yargı içindir. Siyah Safra içindir.

Zoar bize bedenin, yaşam yolunda ruhu taşıyan bir gemi gibi olduğunu söyler. Vücutta dolaşan kan, ruhu bedene bağlar ve karaciğer, dalak ve safradan geçen işlemler hayatın zorluklarını temsil eder.

Kafa, dışa doğru 7 açıklığı olan liderdir. İki göz, İki kulak, İki burun deliği ve bir ağız.

“Bütün bir dünya” sayılan vücudun içinde 70 damarlı karaciğerimiz vardır.
Baş ve kan sistemi birbirine bağlıdır. Baş bizi hayatın kaynağına bağlar ve karaciğer ve onu destekleyen dalak ve safra, ruh ve beden arasındaki bağlantıyı bir arada tutar.

Karaciğer için İbranice kelime כבד’dir ve yerçekimi kuvveti kelimesi כח כבידה olarak adlandırılır, her ikisinin de kökü aynıdır.

Eylemlerimiz saf olduğunda ve kan sistemine herhangi bir olumsuzluk enjekte edilmediğinde, karaciğerin ruhumuz üzerinde hiçbir etkisi yoktur. Bu saflık hali, ruhu fiziksel sınırlamalardan ‘özgürleştirebilir’ ve bize düşünce ve ruhsal güçlerimizle sıçrama קפיצת הדרך yapma gücü verir.

Ne yazık ki soluduğumuz hava, içtiğimiz su bile negatif enerjilerle kirlenmiştir, bu yüzden bu yeteneği elde etmek için tam bir doğruluk ve kalp temizliği gereklidir.