İbranice çeviri:
8. סוֹד הָרִאשׁוֹן – יוֹ”ד, נְקֻדָּה רִאשׁוֹנָה שֶׁעוֹמֶדֶת עַל תִּשְׁעָה עַמּוּדִים הַמַּעֲמִידִים אוֹתָהּ. וְהֵם עוֹמְדִים לְאַרְבַּעַת צִדְדֵי הָעוֹלָם, כְּמוֹ שֶׁהַסּוֹף שֶׁל הַמַּחֲשָׁבָה, נְקֻדָּה אַחֲרוֹנָה, עוֹמֶדֶת לְאַרְבַּעַת צִדְדֵי הָעוֹלָם. חוּץ מִזֶּה שֶׁזֶּה זָכָר, וְזוֹהִי נְקֵבָה.
9. וְזוֹ עוֹמֶדֶת בְּלִי גוּף, וְכַאֲשֶׁר עוֹמֶדֶת בַּלְּבוּשִׁים שֶׁמִּתְלַבֶּשֶׁת בָּהֶם, הִיא עוֹמֶדֶת עַל תִּשְׁעָה עַמּוּדִים, בַּסּוֹד שֶׁל הָאוֹת ם בְּלִי עִגּוּל. וְאַף עַל גַּב שֶׁאוֹת ס’ הִיא בְעִגּוּל וְעוֹמֶדֶת בְּעִגּוּל, אֲבָל בְּסוֹד שֶׁל אוֹתִיּוֹת הַחֲקוּקוֹת תּוֹךְ נְקֻדּוֹת שֶׁל אוֹרוֹת שֶׁל מַעְלָה, הֵם בְּרִבּוּעַ, וְשֶׁל מַטָּה הוּא בְעִגּוּל.
Altın Buzağı günahı, Tora’nın verecek olduğu daha yüksek yaşam seviyesini geri aldı, çünkü Moşe’nin Sinay Dağı’nda aldığı ilk Tora’ya gömülen ölümsüzlük durumunu yok etmiş oldu.
Moşe Rabenu’nun müdahalesi olmasaydı, tüm Tikun sürecini ve gelecekte tekrar ölümsüzlüğü sağlama fırsatını kaybetmiş olabilirdik. Moşe’nin fedakârlıklarını anlamak için Sinay Dağı’na çıktığında, A-şem ile özel bağlantısını kurabilmek ve Tora’yı alabilmesi için öncesinde 1000 ışık aldığını bilmeliyiz. Ancak, halk Altın Buzağı’nı yapınca, A-şem Moşe’yi “aşağıya” geri gönderdi.
Şemot 32:7
“ וַיְדַבֵּר יְהוָה, אֶל-מֹשֶׁה: לֶךְ-רֵד–כִּי שִׁחֵת עַמְּךָ, אֲשֶׁר הֶעֱלֵיתָ מֵאֶרֶץ מִצְרָיִם”
“T-anrı, Moşe’ye konuşarak, ona “Git; in!” dedi. “Çünkü Mısır Ülkesi’nden çıkardığın halkın yozlaştı.”
“Git; in!”’ emrinin etkisi, Moşe’nin almış olduğu 1000 ışığın 999’unu kaybetmiş olması oldu. Bu Vayikra peraşasındaki küçük Alef א harfi ile ifade edilir. A-şem, Moşe’yi, Mişkan’a çağırdığında, Tora, Altın Buzağı sonrasında düşülen düşük seviyeyi ifade etmek için bu küçük Alef א harfini gösterir. Alef אלף kelimesinin adı 1000’dir ancak sayısal değeri 1’dir.
Herşeyin kendi köküne geri dündüğü Şabat günlerinde, Moşe’nin 1000 ışığına bağlanma fırsatına sahip oluruz. ‘ישמח משה במתנת חלקו’ ve ‘מזמור שיר ליום השבת’ okuduğumuzda bu gerçekleşir. Tetsave peraşası, her zaman Moşe Rabenu’nun aramızdan ayrıldığı tarih 7 Adar haftasına denk gelir, bu da bizler için yapmış olduğu bir başka fedakârlıktır.
Tetsave Peraşası’ndan sonra gelen peraşa, Altın Buzağı günahının geçtiği “Ki Tisa”dır. Bazıları, Moşe’nin neden daha önceki peraşadan adının silindiği sorusunu sorabilirler. Bilgelerimiz, bize Tora’da erken ya da geç, önce ya da sonra diye bir süre olmadığını bunun nedenini sadece içerdiği önemli manevi kural nedeniyle anlamamız gerektiğini söylerler.
Malhut dünyasında, her şeyin “sonu” her zaman başında tam olarak mevcuttur. Keter, başlangıçtır, her şey için tohum ve başlangıç noktasıdır. Eylem, tezahürü her zaman daha sonra görmemize rağmen, eylemden veya nihai sonuçtan önce gelen bir düşünce sürecinin olduğunu biliriz.
Tikune Zoar der ki,
“ראשון למחשבת ואחרון למעשה” “önce düşünce ve sonra eylem”
Bilgelerimiz, “סוף מעשה במחשבה תחילה” “sondaki eylem baştaki düşüncede mevcuttur” demişlerdir. Bunu Leha Dodi şarkısı içinde Şabat akşamları söyleriz.
Daha önceki Zoar çalışmasından, Tsadiklerin lanetlerinin şarta bağlı olsa da gerçekleştiğini görmüştük.
NEDEN?
Bir düşünce akla gelip söylendiğinde, hemen bir kap haline gelir. Bizler Moşe ya da diğer büyük Kabalistler gibi Tsadik olmayabiliriz, ancak bu manevi kural hepimiz için geçerlidir. Dünyamız, beş duyumuz ile bağlandığımız her şeyden etkilenir. Hayatımızın en güçlü etkisi ağzın kullanılması ile gerçekleşir.
Zoar, insanları ‘מדבר’, (medaber) ‘konuşan’ seviyesi olarak adlandırır çünkü bu bizim yaşam ve ölüm gücümüzün olduğu noktadır. (Mişle 18:21). Arizal, bizlere ağzımızdan çıkan her sözün bizleri destekleyecek ya da bize zarar verecek melekler yarattığını öğretir.
Bu nedenle, Moşe’nin sözlerinin yerine getirilmesi gerekiyordu. Yaakov’un, Lavan’a putlarını çalanların öleceğini söylediğini de hatırlıyoruz. Yaakov, Rahel’in onları Lavan’dan korumak için bunu yaptığını bilmiyordu. Rahel, ölmek zorunda kaldı, ancak Binyamin’i doğurduktan sonra, çünkü o bu lanetin bir parçası değildi. Lavan’ın negatif olması ve onlara zarar vermek isteyip istemediği bu sözde önemli değildi. Yaakov’un sözlerinin gücünün tezahür etmesi gerekiyordu.
Zoar, bizlere Tetsave Peraşası’nın her pasuğunda Moşe’nin adının olması gerektiğini söylüyor. Bunu A-şem’in Moşe’ye “ve sen… yapmalısın…” şeklinde emirlerinde görüyoruz. Nerdeyse her pasukta Moşe’nin adı geçmeden ona bir referans yapılmaktadır. Moşe’nin adı geçmese de, verilen görevler yerine getirilmelidir.
Bu çalışmadan çıkaracağımız en önemli derslerden biri, bir şeyi yerine getirmeden önce yapmamız ilk gereken şey, çok dikkatli ve pozitif bir şekilde düşünmemiz gerektiğidir. Gerçek dediğimiz konular olsa da hiçbir şekilde negatif kelimeler konuşmamalıyız. Her zaman pozitif bir şekilde sonu düşünerek konuşmamız gerekir. Bu bize eğer güzel bir şekilde öğrenirsek hayatlarımıza geçirebileceğimiz çok önemli manevi bir prensibi öğretir.