Günlük Zoar # 629 – A-şem Nerede?

Holy Zohar text. Daily Zohar -629

Tikun 42 – 2

A-şem’in isimlerinden biri de “Yer” anlamına gelen Makom’dur מָקוֹם .

Bilgeler bize, dünyanın tanımının, T-anrı’nın da içinde var olduğu bir yer olmadığını; aslında dünyanın, Tanrı’nın içinde bulunduğu bir yer olduğunu açıklarlar.
Beş duyu yanılsamasından kurtulmak için bu yazıyı ve kavramları anlamak çok önemlidir. Bütün varoluş T-anrı’dır ve O’ndan başka bir şey yoktur. Bizler birey değiliz. Biz bir düşünceden ve T-anrı’nın gücünden oluşuyoruz.

Devarim 4:35
“אַתָּה הָרְאֵתָ לָדַעַת, כִּי יְהוָה הוּא הָאֱלֹהִים: אֵין עוֹד, מִלְּבַדּוֹ ”
Sana [kesin olarak] bilmen için gösterildi ki, Aşem – [sadece] O ‘Tanrı’dır, O’ndan başkası yoktur!

Kutsal Ari “Hayat Ağacı” kitabında” şöyle demiştir: שנאצלו טרם כי דע
פנוי מקום שום היה ולא המציאות כל את ממלא פשוט עליון אור היה הנבראים ונבראו הנאצלים
“Bilin ki, ortaya çıkan (ruhsal varlıklar) ortaya çıkmadan önce ve yaratılan canlı yaratılmadan önce, tüm varoluşu dolduran ilahi ve basit bir nur vardı ve boşluk yoktu”

O ışıktan dünya yaratıldı. Herhangi bir madde cinsi henüz daha var olmamıştı. Uzak gezegenler, ağır vinçler, yabancı işçiler yok, mühendisler hiçbirşey yaratılış sırasında yoktu. Yaratıcımızın düşüncesi ve gücünden başka HİÇBİR ŞEY yoktu. Bunun karşılığında fiziksel evrende bir ‘Büyük Patlama’ ve her şey var oldu.

Bu dünyadaki tüm maddelerin yapı taşları olarak bildiğimiz temel elementler atomlardır. Üç enerji elementinden: elektronlardan, nötronlardan ve protonlardan oluşurlar. Gelişmiş bilim bize onların gerçek bir maddeye sahip olmadıklarını, ancak bilinmeyen bir güç tarafından ‘tutturulmuş’ enerji kalıplarına sahip olduklarını söylüyor.

Moşe ve Zoar bize bu gücün Y-Ke-V-Ke olduğunu, çünkü “O’ndan başkası olmadığını” söylüyor.

Y-Ke-V-Ke, varlığımızı yöneten güç ve sistemdir. Atomların ve tüm parçacıkların hareket halinde olduğu ‘uzayda’ var olan, görünmeyen kuvvettir. Atomları ve tüm enerji kalıplarını bilinen yapılarında tutan Hayat Ağacı sistemidir.

Elektron, nötron ve protonlar, üç sütunlu sistemin yönüdür. Sürekli hareket halinde olma durumları, zamanı ve deneyimlediğimiz geçici dünyayı tanımlar.

Geçicilik, ışığın zamansız mevcudiyetindeki bir yanılsamadır. Bilimin termodinamiğin kanunlarında bize öğrettiği gibi , enerji kendini farklı bir hale dönüştürür ama asla kaybolmaz çünkü o T-anrı’nın gücüdür. Dönüşüm süreci, bizim madde olarak adlandırdığımız şeyin zamanını ve geçici varoluş durumunu tanımlar.

Bizim bakış açımız Bilgi Ağacı, İyi ve Kötü’dür. Işığın ve bilincin sürekli hareketi, daha doğrusu ışığı hareket halinde tutan bilinç, birbirinden ayrı unsurları tanımlarlar. Bu, Malhut’un dünyasıdır. Yarattığı illüzyondan dolayı kendi ışığı yoktur. Bütün bunlarda ışık kuvvetinin birliği ve varlığı gizlidir. Bir bakıma “başımız döner” ve etrafımızdaki ışığı göremediğimiz bilinç kalıplarına hapsoluruz.

Sefirot aracılığıyla yollarımızı anlamak ve çalışmak bizi Hayat Ağacına bağlar. Ancak o zaman her şeyde Işık’ın birliği görebiliriz. Manevi yasaları takip etmek, perdeler oluşturan ve bizi Işıktan ayıran ‘kabukları’ (Klipot) ‘kırmamıza’ yardımcı olur.

Şemot 33:20
“וַיֹּאמֶר, לֹא תוּכַל לִרְאֹת אֶת-פָּנָי: כִּי לֹא-יִרְאַנִי הָאָדָם, וָחָי ”
Ve şöyle dedi: “Yüzümü göremezsiniz, çünkü insan beni görüp de yaşayamaz”

Biz T-anrı’nın parçalarıyız ve beden bilincine hapsolduğumuz için gerçeği göremiyoruz. Öldüğümüzde kendimizi T-anrı’nın bir parçası olarak görebiliriz. Tikun’unlarımızın farklı aşamaları ve süreçleri nedeniyle, hayattan sonra hala bir ruh kimliğine sahip olarak kalabiliriz.

Ruhsal araçlar ve özellikle Zoar, Hayat Ağacı’na yaklaşmanın yoludur. Kendimizi maddenin üzerine yükselttiğimizde, bu dünyadaki illüzyondan kurtulabilir ve parçası olduğumuz T-anrı’yı ifşa edebiliriz. Tüm hastalıkları iyileştirebiliriz çünkü onlar Hayat Ağacı durumunda var olamazlar. Güçlü bir inanca sahip insanların, hastalık veya krizden daha çabuk kurtuldukları bilinir çünkü madde illüzyonunu kırarlar ve Hayat Ağacına dokunurlar.

Bilim adamları İbrani harflerini elementlerin Periyodik Tablosunun bir parçası olarak kullanırlarsa, madde üzerindeki zihin alanında büyük bir kırılma olacaktır.

Eğer daha çok insan bu anlayışı paylaşırsa, o zaman maddi dünya olan Malhut ile Hayat Ağacı arasındaki köprüyü genişleteceklerdir.
Rabi Şimon, ruhsal boyutlarla en yüksek bağlantıya sahipti. Doğayı ve ölüm gücünü kontrol edebilirdi. İnsanları hayata diriltebilir ve iradesine itaat etmek için tüm enerji alanlarını (yani melekleri) kullanabilirdi.

Zoar aracılığıyla bize zihninin özünü ve enerjisini bırakarak dünyayı kendi şartlarıyla terk etti. Bizimle aynı malzemeden yapılmıştı ama bilinci, fiziksel bilinç düzeylerini aştı. İyi ve Kötü Bilgi Ağacı’ndan, kendisini Hayat Ağacı’na yükseltti. Eylemleri T-anrı’nın olmasını istediği eylemler gibiydi ve aynı bilinci kazanmamız için bize Zoar aracını bıraktı.

“Komşunu kendin gibi sev” ve “Sana başkalarının yapmasını istemediğini sen başkalarına yapma” kurallarıyla davranmaya başladığımızda, Rabi Şimon gibi yüce varlıklar olabiliriz ve zaten bizde var olan T-anrı’nın gücünü kanalize edebiliriz.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.