Tikun 25 – 7
Bereşit 1:2
וְהָאָרֶץ, הָיְתָה תֹהוּ וָבֹהוּ, וְחֹשֶׁךְ, עַל-פְּנֵי תְהוֹם; וְרוּחַ אֱלֹהִים, מְרַחֶפֶת עַל-פְּנֵי הַמָּיִם
“Yeryüzü şekilsiz ve boştu, derinliklerin yüzeyinde karanlık vardı; ancak T-anrı’nın Ruhu suyun yüzeyinde hareket halindeydi.”
T-anrı Yaratılış 1:3’te “Işık olsun” demeden önce, bir karanlık ve boşluk durumu vardı. Yaşam gücü olan T-anrı’nın ruhu, Yaradılışa bağlanmak ve yaşam ‘nabzını’ getirmek için bekliyordu.
Eha 3:6
בְּמַחֲשַׁכִּים הוֹשִׁיבַנִי, כְּמֵתֵי עוֹלָם
“Uzun zaman önce ölmüş olanlar gibi, beni karanlık yerlerde yaşattı. ”
Sürgündeyken kalp, yaşam gücünden yoksun kalmaktan hastadır. Akciğerlerden kalbe üfleyen ruh, yaşam gücünü damarlar yoluyla tüm bedene ulaştırmaya müsait değildir. Bu bir karanlık halidir ve uyuyan ölü olarak kabul edilir (ruhun sadece 1/60’ının bedende olduğu bir durum).
Kalp, Terua’nın Şofar sesindeki gibi hızlı bir şekilde attığında, kurtuluş gelecektir.
Şifacılar, Tora’nın ışığını inceleyen ve ortaya çıkaran kişilerdir. Hasta kalbi önemserler ama Moşe, Maşiah’ın ruhuyla gelene ve hayat kalbe dönene kadar nabzı geri getiremezler.
Eha 1:16
עַל-אֵלֶּה אֲנִי בוֹכִיָּה, עֵינִי עֵינִי יֹרְדָה מַּיִם–כִּי-רָחַק מִמֶּנִּי מְנַחֵם, מֵשִׁיב נַפְשִׁי
“Bunlar için ağlıyorum; gözüm, gözümden su akıyor; çünkü teselli eden, ruhu bana geri getirmesi gereken bile benden uzak”
Işık, içimizde atan kalbin yönü olan Şehina’dan uzak olduğunda ağlar.