Tikun 21 -71

Tıpkı mum alevinin farklı renk tonları olduğu gibi, bedenimiz de aynı şekildedir. Fitile yakın olan ışık karaciğer gibi kırmızı, dalak gibi yeşil ve safra kadar siyahtır.

Kirli taraf olan ve onlara korku getiren Sitra Ahra’da açık mavi renk yoktur, çünkü o Kutsal Taht’ın rengidir. Pek çok kültürün korunmak için üzerlerine taktığı ortak ‘mavi göz’ (nazarlık) buradan kaynaklanır.

Safra, vücutta tutsak olarak Nefeş’in ruh seviyesini tutar. Kişinin ruh halini etkiler ve onu depresyona sokabilir.

Zoar bu pasuğu Mişle 30:23’ten alıntılar:
“תַּחַת שְׂנוּאָה, כִּי תִבָּעֵל; וְשִׁפְחָה, כִּי תִירַשׁ גְּבִרְתָּהּ”
Daha derin anlamı “Işığı karısına (kalbe) getir çünkü nefret edilen (kadın, safra ve kan sistemindeki olumsuzluk) metresini miras alabilir” anlamına gelir.

Vücudumuzda kanı kontrol eden ve yaşam enerjisini dolaştıran üç kısım Karaciğer, dalak ve safradır. Ruhumuz bedene itilir ve kan dolaşımı durana kadar kanda tutulur.

Biz hayattayken, ruhu bedende sürdürmek için kan (ateş) yoluyla kanalize edilen nefes alma (Hava), içme (Su) ve yeme (Toprak) yoluyla çevreye bağlanırız.

Havanın ve yiyeceğin kalitesi ruhun iyi durumda dolaşmasını sağlar ve olumsuz taraf bedeni kontrol edemez. O zaman daha iyi bir ruhsal bağlantıya sahip olabiliriz ve ruhumuzu kalp ve zihinle, vücudumuzdaki ateşi dengeleyen ruhsal sisteme yükseltebiliriz.

Manevi yükselmeye sahip olmanın başka bir yolu da aşırı oruç tutmak veya su diyetidir. Bu, vücudu ve kanın kalınlığını kontrol altına aldığımız bir durumdur. Bizi maddi dünyaya bağlayan arzuları durdurduğumuzda bu durum bedendeki olumsuzlukları yakar.