Tikun 21 – 36
Duanın sözleri bizi maddi dünyadan maneviyata yükseltir. Bu noktada sessiz bir dua yaparız. Kalbimizin ve ruhumuzun içini görebilen Işığın önünde durmak için meditasyon (dua) yapmalıyız. Saf kalple birlikte bu duada hazır olmak ve herhangi bir bencil egoistik düşünceler olmadan kelimeleri kullanmak önemlidir. Ayrılık oluşturmayan sözcük kullanın.
Bu bizi çevreleyen ışık çemberine yaklaştıracak ve ondan Işık çekmemizi sağlayacaktır. Dualarımızı dinletmenin yöntemi, yani ışığa bağlı olmaları, çizgiyi daireye bağlamaktır. Çizgi sınırlama dünyasıdır ve biz ruhsal olarak yukarılara tırmanırken bir daire şeklinde düşünmeli ve duamıza başkalarını da dahil etmeliyiz.
Tora satırlar halinde yazılır ve her birine שטה denir. Sayısal değeri 314’tür, ve bu da bizi daireye bağlıyor. Ayrıca kelime anlamı da “suda yelken açmak”tır. Malhut’la bağlantısı olduğunu ima eden dişi formundadır. Kelimenin kökü yelken anlamına gelen שט’dir (erkek formu, Zeir Anpin).
ה He Malhut’u ifade eder. Zeir Anpin olan Tora’nın kutsal metni, Bina’dan Malhut’a bizi beslemek için gelen ‘üstsel suları’ ortaya koymaktadır.
Tora katı kurallara bağlı kalınarak satır ve sütunlar halinde yazılmıştır. Hepsi tek bir parşömene yazılır. Tora ve daha derin kodları, benliğimizi çizgiden, sınırlı dünyadan sonsuz ışık olan çembere yükseltmemiz ve dönüştürmemiz için bir araçtır.