Tikun 21 – 32
Miha 6:2
שִׁמְעוּ הָרִים אֶת-רִיב יְהוָה, וְהָאֵתָנִים מוֹסְדֵי אָרֶץ:
כִּי רִיב לַיהוָה עִם-עַמּוֹ, וְעִם-יִשְׂרָאֵל יִתְוַכָּח
“Duyun, ey dağlar, Y-Ke-V-Ke’nin davasını ve siz kayalara, yeryüzünün temellerine dayanın; çünkü Y-Ke-V-Ke’nin halkıyla bir davası vardır ve O İsrail’e dava açacaktır”
A-şem’in’ın dağlarla ve halkıyla yaptığı ‘tartışma’ veya ‘dava’ nedir?
Dağlar, Işık’la olan bağlantımızı desteklemek için üç sütunun kapısında olan atalardır. Maneviyata bağlandığımızda, özellikle Tsadiklerin çalışmalarıyla, manevi sistem barış-huzur içindedir, (şalom) “שלום”, İbranice’de tamamlama anlamına gelen bir kelime, eksiklik olmama durumudur.
שלם bütün ve tamdır. “Vav” Zeir Anpin’in 6 Sefirot’u ve Dünyamıza Işık’ın kanalı Malhut içindir. Bizler sürgündeyken, yani ışıktan uzakken, A-şem olan ruhsal sistemde bir ‘rahatsızlığa’ neden oluruz.
Mişle 1:28
אָז יִקְרָאֻנְנִי, וְלֹא אֶעֱנֶה יְשַׁחֲרֻנְנִי, וְלֹא יִמְצָאֻנְנִי
Beni çağıracaklar ama ben cevap vermeyeceğim beni ciddi bir şekilde arayacaklar, fakat beni bulamayacaklar.
Cevap, her zaman ve her eylemimizde Işığa bağlı olmamız gerektiğidir. Meditasyon ve dualar, ilahi sistemden gelen akışa bağlanmak için bizi aynı ‘frekansa’ sokacaktır; Yoksa T-anrı bizi dinlemez. İstemediği için değil, aynı frekansta aynı kanalda olmadığımız için. Neden?
Bir sonraki pasuk Mişle 1:29 bunu tam olarak anlatıyor.
תַּחַת, כִּי-שָׂנְאוּ דָעַת
וְיִרְאַת יְהוָה, לֹא בָחָרוּ
Bilgiden nefret ettikleri için Işığın (Y-Ke-V-Ke) varlığını seçmediler
Tora’daki bilginin Hohma ve Bina’nın bağlantısı anlamına geldiğini biliyoruz. Dualarımız ve meditasyonumuzla bu bağlantıyı daha önce tarif ettiğimiz gibi doğru bir şekilde yapıyoruz.