Tikun 19-30
Bereşit 4:9
וַיֹּאמֶר יְהוָה אֶל-קַיִן, אֵי הֶבֶל אָחִיךָ
T-anrı Kayin’e “Kardeşin Evel nerede?” diye sordu.
Zoar, T-anrı’nın Kayin’e sorduğu soruda, Kayin’in א ve י harflerinde kusurlar olduğunu ortaya koymaktadır. Bu kusurlar, yaşamına ölümün varlığını getirdi. א harfi Keter’e, י ise düşünce olan Hohma’ya bağlanır. Kayin, kardeşi Evel’i kıskanıyordu ve bu kıskançlık onu yaratma düşüncesinden, yani devam ve paylaşma düşüncesinden kopardı.
Kayin ilk doğandı ve ruhu, dünyaya ölümlülüğü getiren Yılan ile olan günaha hala bağlıydı. Evel saftı çünkü Kayin, ilk doğan olarak, ebeveynlerinin günahını düzeltme sorumluluğuna o sahipti.
Kayin, kardeşini öldürdükten sonra T-anrı’nın sorusuna
“וַיֹּאמֶר לֹא יָדַעְתִּי, הֲשֹׁמֵר אָחִי אָנֹכִי”, “Bilmiyorum; ben kardeşimin bekçisi miyim?’”. Harfleri yeniden düzenlediğimizde cevabının gizli kodu ortaya çıkıyor. “Moşe’nin peşimde olduğunu bilmiyordum” “לא ידעתי משה אחרי אנכי”
Kutsal Ari, bize Moşe’nin Evel’in reenkarnasyonu olduğunu söyler.
Zoar’ın bu bölümünden öğrendiğimiz şey, başlangıçta bir bozulma olduğunda gerçeği gözden kaçırdığımızdır. Bilincimizi her zaman saf tutmalıyız, aksi takdirde tezahür süreci kusurludur.
Kayin, Tikun ile doğan ilk kişiydi ve T-anrı ona 4:7 pasuğunda davranışlarını izlemesini tavsiye etmesine rağmen, olumsuzluk ona bağlanmış olduğundan başarısız oldu. Bundan hemen sonra, 4:8 pasuğunda Kayin, Evel’i öldürdü.
Bizler ıslah süreci ile doğduk ve her zaman T-anrı’nın insana ıslah sürecimiz için verdiği tavsiyenin en iyisini hatırlamalıyız. Bereşit 4:7 “לַפֶּתַח חַטָּאת רֹבֵץ”, “Ve [bil ki] eğer doðru davranmazsan günah kapıda pusudadır.”
Yılan her eylemde bizi beklemektedir. Yılan, Havva’nın düşüncelerini manipüle etti ve onu iyi ve kötüyü bilmenin Bilgi Ağacı’na bağladı ve dünyaya ölümlülük getirdi. Düşüncelerimiz olduğunda her zaman o oradadır. Başlangıçtan yılan başarılı oldu ve bu pozisyonda kalıcı bir duruş sağladı.
Bizler, önceki yaşamlardan ve ebeveynlerimizin ve onların ebeveynlerinin günahlarından alınan bir ıslah süreciyle doğduk aksi takdirde burada olmazdık. Negatifliğe karşı nihai direnç, düşünce seviyesi olan en üst seviyededir. Aklımıza olumsuz düşünceler geldiğinde, onları pozitiflikle bastırmalıyız.