Tikun 18 devamı
Teilim 19:9
פִּקּ֘וּדֵ֤י יְהֹוָ֣ה יְ֭שָׁרִים מְשַׂמְּחֵי־לֵ֑ב מִצְוַ֥ת יְהֹוָ֥ה בָּ֝רָ֗ה מְאִירַ֥ת עֵינָֽיִם׃
“A-şem’in buyrukları doğrudur, yüreği sevindirir. A-şem’in emri nettir, gözleri aydınlatır”
Mitsva kelimesini genellikle emir olarak tercüme ediyoruz, ancak tam olarak da öyle değil. Mitsva, Işığa bağlanmak ve onu hayatımızda tezahür ettirmek için bir fırsattır aslında. Teilim’deki bu pasuktan, Mitsva’nın Hohma’nın ışığını getirdiğini ve gözlerin önemli bağlantı kaynağı olduğunu öğreniyoruz.
A-şem’in Tora’ya ilk atıfta bulunduğu zaman, Yeoşua’yu ulusun liderliğine başlattığı zamandır.
Yeoşua 1:7’de A-şem Yeoşua’ya şöyle der:
“רַק חֲזַק וֶאֱמַץ מְאֹד, לִשְׁמֹר לַעֲשׂוֹת כְּכָל-הַתּוֹרָה–אֲשֶׁר צִוְּךָ מֹשֶׁה עַבְדִּי”
“Yalnızca güçlü ve çok cesur olun, kulum Moşe’nin size emrettiği tüm Tora’ya göre yapın”.
A-şem, “Moşe’ye verdiğim Tora” demiyor, “Moşe’nin ifşa ettiği Tora” diyor. T-anrı, Tora’nın sınırlı olmasından dolayı, üstünde bir mülkiyet iddiasında bulunmuyor. A-şem’in Tora’sında sınır yoktur. İşin sırrı, Altın Buzağı günahı yüzünden Sinay Dağı’nda ilk seferde kırılan ve verilemeyenin T-anrı’nın vermek istediği, Tora’sı olduğudur.
Buradaki düşünce, açığa çıkan ışık kendisine kanal olanı takip ederdir. Bu durumda Tora, Moşe’nin ifşa ettiği nurdur.
Yeoşua 1:8’de, A-şem şöyle devam eder:
“…כִּי-אָז תַּצְלִיחַ אֶת-דְּרָכֶךָ, וְאָז תַּשְׂכִּיל לֹא-יָמוּשׁ סֵפֶר הַתּוֹרָה הַזֶּה מִפִּיךָ, וְהָגִיתָ בּוֹ יוֹמָם וָלַיְלָה”,
“Yasanın bu kitabı ağzınızdan çıkmayacak, ama onunla gece gündüz ilgileneceksiniz … o zaman başarılı olacaksınız”.
Zoar bize Rabi Şimon ve oğlu; Moşe, Eliyau Anavi ve arkadaşlarının meditasyon ve tartışmalarına bağlanma fırsatı verir. Zoar çalışması, saf Hayat Ağacı olan ilk Tora’nın ışığını bizim için aşağı çekebilir.