İbranice çeviri:
2. שֶׁהֲרֵי הַתּוֹרָה מְעִידָה בּוֹ וְאוֹמֶרֶת, (משלי ט) מִי פֶתִי יָסֻר הֵנָּה חֲסַר לֵב (וְאָמְרָה) אָמְרָה לּוֹ. מַה זֶּה חֲסַר לֵב? שֶׁאֵין בּוֹ אֱמוּנָה. שֶׁמִּי שֶׁאֵינוֹ עוֹסֵק בַּתּוֹרָה, אֵין בּוֹ אֱמוּנָה וּפָגוּם הוּא מֵהַכֹּל. (וְאָמְרָה) אָמְרָה לּוֹ?! אוֹמְרָה לוֹ הָיָה צָרִיךְ לִהְיוֹת, כְּמוֹ שֶׁנֶּאֱמַר (תהלים מב) אוֹמְרָה לְאֵל סַלְעִי. מַה זֶּה אָמְרָה? אֶלָּא לְהַכְלִיל וּלְהוֹסִיף אֶת הַתּוֹרָה שֶׁלְּמַעְלָה, שֶׁהִיא קוֹרֵאת לוֹ חֲסַר לֵב, פָּגוּם מֵהָאֱמוּנָה.
“Ve A-şem, Moşe ile konuştu, “T-anrı, Moşe’ye konuşarak [şöyle] dedi: “Tüm Bene-Yisrael toplumuna konuş ve onlara söyle: “Kutsal olmalısınız; çünkü Ben T-anrınız A-şem – Kutsal’ım.” (Vayikra 19:1-2). [Rabi Şimon Bar Yohay’ın oğlu] Rabi Elazar çalışmayı başlattı:”Anlayışları olmayan at veya katır gibi olmayın…” (Teilim 32:9). [Arizal, Şaar Keriat Şema’da açıkladığı gibi, burada atın ve eşeğin davranışlarından bahsederek bizlerin, davranışlarımızda nasıl olmamız gerektiğini ortaya koyduğunu söylüyor.] [Neyin iyi, neyin kötü olduğunu söyleyemeyenler gibi olmayın]. Tora, insanları kaç kez uyardı, onları uyandırmak için her yöne doğru sesini kaç kez yükseltti, [Tıpkı bir babanın, çocuklarını doğru davranmaları konusunda uyarmak amaçlı yeri geldiğinde sesini yükselterek dikkat çektiği gibi] ama hepsi günahlarından habersiz [ gözlerinin önlerindekine bakıp, hiçbirşey göremeyenler gibi] uykuya daldılar. Cennetteki Yargılama günü için kalkacakları ve yüzleşecekleri zamana bakmazlar ya da dikkat etmezler. [Yaptıkları eylemlerin ne gibi sonuçlar doğuracağını düşünmeden, plansız hareket eden kişiler gibi dikkat etmezler.] Bu zamanda, Cennetteki Kral, onlardan kesinlikle onlara karşı haykıran ama onların yüzlerini bile çevirmedikleri Tora’nın utancını isteyecek. [Tora çalışmaya ayrılması gereken zamanı, işte şimdi ihtiyacın olduğu bu zamanda, Ölülerin Dirildiği Büyük Yargılama Günü’nde kullanabilecekken sen zamanını Tora dışı konulara ayırdın]. Cennetteki Kralın İnancını bilmedikleri [Tora’yı kalplerine yerleştirmedikleri] için hepsi tamamen kusurlu bulunurlar. Yazık onlara ve onların ruhlarına.
Çünkü Tora onu çağırır ve uyarır, “Her kim basitse [kolayca ikna edilebiliyorsa], buraya dönmesine izin ver [buraya gel ve benden yani Tora’dan öğren, diğer anlamı olmayan konularla zamanını kaybetme]: çünkü o anlayıştan yoksun olan, ona der” (Mişle 9:4). “Anlayıştan yoksun olan” derken kimi kastediyor? Bu, imanı olmayan [kalbinde güçlü bir şekilde öğrenmek için oturup Tora’yı çalışmayan] ve her yönden kusurlu olan anlamına gelir. SORAR: Neden, “ona der”, yazıyor, “ona söylerim” şeklinde okunması gerekirken, pasukta dediği gibi, “Kayam, El.’e söyleyeceğim…” (Teilim 42:10) . Peki, neden burada “diyor” denmektedir? CEVAPLAR: Üstsel Tora’yı da eklemek ve dâhil etmek istiyor çünkü O’nu da “Anlayıştan yoksun olarak” çağırıyor yani inançta kusurlu. [Tora’yı hayatıma uygulama safhasına geçmezsem ve hayatımda eylemlerimde onun eksikliğini yaşarsam, o zaman Tora gizli ve saklı hale gelir. Tora olmadan, inançlı olamam.]