İbranice çeviri:
16. וּבְסֵפֶר הַכְּשָׁפִים שֶׁל אַשְׁמְדַאי מָצָאנוּ, שֶׁאוֹתָם שֶׁיּוֹדְעִים (שֶׁרוֹצִים) לְכַשֵּׁף כְּשָׁפִים מִצַּד הַשְּׂמֹאל וּלְהִדָּבֵק בָּהֶם, יָקוּם לְאוֹר הַנֵּר אוֹ בְּמָקוֹם שֶׁיִּרְאוּ אוֹתָם הַצְּלָמִים שֶׁלּוֹ, וְיֹאמַר אוֹתָם דְּבָרִים שֶׁמְּתֻקָּנִים לְאוֹתָם הַכְּשָׁפִים, וְיִקְרָא לָהֶם לְאוֹתָם צְדָדִים טְמֵאִים בַּשֵּׁמוֹת הַטְּמֵאִים שֶׁלָּהֶם, וְיַזְמִין (וְיַשְׁבִּיעַ) הַצְּלָמִים שֶׁלּוֹ לְאוֹתָם שֶׁקּוֹרֵא, וְיֹאמַר שֶׁהוּא מִתְתַּקֵּן בִּרְצוֹנוֹ לָהֶם לְמִצְוָתָם, וְאוֹתוֹ הָאִישׁ יוֹצֵא מֵרְשׁוּת רִבּוֹנוֹ, וּפִקְדוֹנוֹ נוֹתֵן לַצַּד הָאַחֵר.
17. וּבְאוֹתָם דִּבּוּרִים שֶׁל כְּשָׁפִים שֶׁהוּא יֹאמַר וְיַזְמִין (וְיַשְׁבִּיעַ) אוֹתָם לַצְּלָמִים, נִרְאִים שְׁתֵּי רוּחוֹת, וּמִתְתַּקְּנִים בְּאוֹתָם צְלָמִים שֶׁלּוֹ בְּמַרְאֶה שֶׁל בְּנֵי אָדָם, וּמוֹדִיעִים לוֹ דְּבָרִים לְהָרַע וּדְבָרִים לְהֵיטִיב לִזְמַנִּים יְדוּעִים. וְאֵלּוּ שְׁתֵּי הָרוּחוֹת שֶׁלֹּא נִכְלְלוּ בִּכְלָל שֶׁל גּוּף, עַכְשָׁו נִכְלָלִים בַּצְּלָמִים הַלָּלוּ, וּמִתְתַּקְּנִים בָּהֶם וּמוֹדִיעִים לוֹ לָאָדָם דְּבָרִים לְהָרַע, וְזֶהוּ שֶׁיּוֹצֵא מֵרְשׁוּת רִבּוֹנוֹ, וּפִקְדוֹנוֹ נוֹתֵן לַצַּד הַטָּמֵא.
Teilim 39:7
אַךְ-בְּצֶלֶם, יִתְהַלֶּךְ-אִישׁ
Adam, Gölgesi ile yürür… (Gölge, Tselem ְצֶלֶם)
Bir önceki kısımda açıklandığı gibi, yaşamın enerjisi, T-anrı’nın bedenlerimize bağladığı Tselem ile birlikte gelir. O olmadan ruh, temel ve doğal öğelerine parçalanmaya başlayan bedeni terk eder.
Zoar, iki saf olmayan Tselem olduğunu ortaya koyuyor. Bu Tselemler, bedensiz ruhlardı. Zoar, İyi ve Kötü’yü Bilme Ağacı’nın oluşturulduğundan, T-anrı’nın bizim için “kötü”nün bir kısmını ve bitmemiş bir iş bıraktığını açıklar.
Bereşit 2:2
“T-anrı, yedinci günle, yapmış olduğu işi tamamladı ve yedinci günde, yapmış olduğu tüm işini bıraktı…”
A-şem, işini bitirdi ama bizlere de bıraktı
Bereşit 2:3
אֲשֶׁר-בָּרָא אֱלֹהִים לַעֲשׂוֹת
“…yapmak üzere yaratmış olduğu tüm işini, bu günde bırakmıştı”
Nefeş ruh seviyemiz, ruhumuzun temelidir ve onunla birlikte Ruah ve Neşama almak üzere tırmanmamız gerekir. Saf olmayan ruhlar etrafımızdaki gölgeler gibidirler ve bizlere farklı cazibeler sunarlar. Bizi iyilerden ’emdiklerini’ negatif tarafa çekerler ve Nefeş’in ruh seviyesini bozarak bizi topraklanmış tutarlar.
Her türlü baştan çıkarıcı arzularımızı kısıtladığımız ve Işığa bağlandığımız zaman, onları uzaklaştırırız ve büyüdükçe Ruah Işığına sahip olmaya hak kazanırız.
Tsadik bir seviyede daha fazla çalışmak bize Neşama Işığını verecektir.
Zoar, Şir Aşirim’dem getirir 2:17
עַד שֶׁיָּפוּחַ הַיּוֹם, וְנָסוּ הַצְּלָלִים
“Gün doğana ve gölgeler terkedene kadar”
Işık gelince, gölgeler ortandan kalkar.