İbranice çeviri:
2. בֹּא וּרְאֵה, הֲרֵי פֵּרְשׁוּהָ, אֵין הַבְּרָכָה שֶׁלְּמַעְלָה שׁוֹרָה עַל דָּבָר שֶׁנִּמְנֶה. וְאִם תֹּאמַר, אֵיךְ יִשְׂרָאֵל נִמְנוּ? אֶלָּא כֹּפֶר נָטַל מֵהֶם, וַהֲרֵי פֵּרְשׁוּהָ, וְהַחֶשְׁבּוֹן לֹא הָיָה עַד שֶׁכָּנְסוּ אֶת כָּל אוֹתוֹ הַכֹּפֶר וְעָלָה לַחֶשְׁבּוֹן. וּבָרִאשׁוֹנָה הָיוּ מְבָרְכִים אֶת יִשְׂרָאֵל, וְאַחַר כָּךְ אֶת הַמִּנְיָן שֶׁל אוֹתוֹ הַכֹּפֶר, וְאַחַר כָּךְ חוֹזְרִים וּמְבָרְכִים אֶת יִשְׂרָאֵל. נִמְצְאוּ יִשְׂרָאֵל מְבֹרָכִים בָּרִאשׁוֹנָה וּבַסּוֹף, וְלֹא עוֹלֶה בָּהֶם הַמָּוֶת.
3. לָמָּה הַמָּוֶת עוֹלֶה בְּמִנְיָן? אֶלָּא בִּשְׁבִיל שֶׁהַבְּרָכָה לֹא שׁוֹרָה בְּמִנְיָן. כֵּיוָן שֶׁהִסְתַּלְּקָה בְרָכָה, הַצַּד הָאַחֵר שׁוֹרֶה עָלָיו וְיָכוֹל לְהִנָּזֵק. מִשּׁוּם כָּךְ נוֹטְלִים כֹּפֶר וּפִדְיוֹן לַעֲלוֹת (מֵעֲלֵיהֶם) עָלָיו מִנְיָן, וַהֲרֵי פֵּרְשׁוּהָ וְנִתְבָּאֵר.
Şemot 30:12
“Bireylerine göre Bene-Yisrael’in yekûnunu alacağın zaman, sayıldıkları sırada
herkes, T-anrı Adına, canının bağışlanma bedelini verecektir. Böylece özel takdir görecekler, başlarına bela gelmeyecektir.”
Ki Tisa Peraşası bu pasuk ile başlamakta. A-şem, Moşe’ye halkı sayma emrini verir. Bu sayım kafa sayısına göre değil, verdikleri para ile gerçekleştirilecekti böylece onlara bir zarar gelemeyecekti.
Zoar, İsraillilerin para verdiklerinde berahalar aldıklarını ve daha sonra da tüm paralar sayıldığında tekrar berahalar aldıklarını açıklar. Beraha, sayılan şeylere gelmez, çünkü sayma sınırlamalar belirleyen bir unsurdur. Üzerinde var olabilecek berahalar gider ve olumsuz tarafı çeker. Bu, yalnızca her şeyin iyi ve kötü yönlerinin olduğu Malhut düzeyinde gerçekleşir. Paylaşma, Işık gibi bir devamlılık yaratan bir eylemdir. Sınırlamaları kırar ve berahaları çeker.
Peraşanın adı ‘Ki Tisa’, ‘כי תשא’ kelime anlamı olarak ‘yükselttiğinde’ anlamındadır, Bu yükselme, ancak insanlar Işık ile bir paylaşma bağlantısı yaptıklarında gerçekleşir.
A-şem’in, insanların sayımı için Moşe’ye ihtiyacı yoktu çünkü A-şem var olan her ruhu zaten bilir. A-şem Yisraellilerin sayılmasını istediğinde, insanların paylaşmaları ve berahaları almaları için bir açılım yaratıyordu.