Rabi Şimon açtı ve dedi (Tora’nın Zoar’dan açıklamalarına başladı) ve “Başlangıçta T-anrı yarattı…” dedi. Birbirine bağlı olanlar cennetin (göklerin) ışıması gibi parlayacaklar.
Birbirlerine bağlı olanlar, Zer Anpin olan Tora’nın kıyafeti olan harflerdir. Harfler ateşin renk tonlarıyla süslenmişlerdir. Dört renk, beyaz, kırmızı, yeşil ve siyahtır. Tüm renkler Cennet Bahçesi’ndeki kişinin teninde belirir. Cennet Bahçesi’nin üzerindeki gökler de Zeir Anpin’in bu harfleriyle oluşturulmuş ve süslenmiştir, çünkü onlarla yaratılmıştır.
Parlayacaklar, bunlar harflerin içinde parlayan noktalardır. İçlerinde, yani noktalar, Cennet Bahçesi’nin göklerinde yıldızları parlatır ve hepsinde, Cennet Bahçesi’ndeki bedenin gözlerinde noktalar ve yıldızlar parlar.
Göklerin ışıması, harflerin ve noktaların özünü belirleyen Tora melodilerinin işaretleridir.
Işıma, Cennet Bahçesi’nde o bedenin gözlerinde ve yüzünde parlayan harfleri ve noktaları hareket ettiren Neşama’dır ve Nefeş, harflerin bedenidir ve bedenle ortaktır. Ruah, gözlerde parlayan noktalardır.
Zeir Anpin’e Tora denir ve Işığın özünü ve kıyafetini Bina’tan alır. Tora’nın harfleri, o ışık enerjisinin giysisidir. Tora parşömeninin beyaz kısmı beyaz ateş ve harfler ise siyah ateştir.
Zeir Anpin ayrıca insan olarak da adlandırılır ve bedeni beş yöne (özelliğe) ayrılır: Keter, Hohma, Bina, Tiferet ve Malhut ve bunlar deri, et, bağlar, kemikler ve ışık enerjisidir. Bunlar da beş ışıkla giyinmişlerdir: Nefeş, Ruah, Neşama, Haya ve Yehida. Ayrıca bunların da Tora’da şu özelliklere ait eşleşmeleri vardır: Melodi işaretleri, noktalar, harfler ve kökleri. Tora’ın harfleri ile insanın derisinin aynı yönde (özellikte) olduğunu görüyoruz. Bu nedenle Zoar, (insan cildi) derinin Tora’nın harfleriyle süslendiğini söyler.
Adam Cennet Bahçesindeyken, Atzilut’un Zeir Anpin’inin merkabası (ona hareket veren sürücüsü) olmayı hak etti.