Saflık ve açık yüreklilikle dua ettiğimizde Şehina, cennetin üst kapılarına yükselmesini desteklemek için dualarımıza katılır. Dualarımızın en üst seviyesine ulaştığımızda, özellikle Amida duası sırasında başımızı ve yüzümüzü örteriz ve yalnızca dua kitabına bakabiliriz. Duaları yürekten ezbere bilenler ve kendi özel dualarını yapanlar gözlerini kapatmalıdırlar, çünkü bu seviyede Şehina önümüzdedir.
Gözlerimiz fiziksel ve ruhsal seviyelerde görebilir çünkü Hohma Sefirası ile bağlantı kurarlar. Bu yüzden gördüklerimiz zihin ve duygu durumumuzu kolayca etkileyebilir.
Zoar, bize duaların önemi ve dua sırasındaki bilincimizi öğretmek için
1 Samuel 2: 30’dan alıntı yapar.
“…כִּי-מְכַבְּדַי אֲכַבֵּד וּבֹזַי יֵקָלּוּ”
“… Beni onurlandıranları ben onurlandıracağım, ama beni küçümseyenler, küçümseneceklerdir.”
Dualarımız sırasında herhangi bir şekilde dikkatimiz dağılmamalıdır. Odak noktamız, konsantrasyon yoluyla kaplarımızı kademeli olarak inşa etmek ve tüm dikkat dağıtıcı düşünceleri saflaştırmaktır. Gürültü olsa bile hiçbir tarafa bakmamalıyız. Saatimize bile bakmamalıyız, çünkü bu bizi Malhut dünyasının sınırlarına düşürür. Dua sırasında bize yardımcı olan metin ve görüntülere bakma amacı dışında akıllı telefonlarımıza hiç bakmamalıyız.
Bazı sinagoglarda, insanları sessiz Amida duası sırasında duvara dönük olduklarını veya doğrudan bir sandalyenin arkasında durduklarını görebilirsiniz. Bunu, kendileri ile dünyanın geri kalanı arasında bir ayrılık yaratmak için yaparlar. Bu gelenek, Kral Hizkiyau’nun A-şem’e dua etme şeklinden geliyor.
Yeşayau 38:2
“וַיַּסֵּב חִזְקִיָּהוּ פָּנָיו, אֶל-הַקִּיר; וַיִּתְפַּלֵּל, אֶל-יְהוָה”
“Hizkiyau yüzünü duvara çevirdi ve A-şem için dua etti”
Zoar, dualarımızın yüreklerimizin duvarlarından gelmesi gerektiğini açıklar. Bu Kral Hizkiyau’nun eylemiydi. Kendini duvara çevirmek, içinde yaptığı değişikliği temsil ediyordu. Sonra dualarını A-şem’e gerçekleştirdi.