Bamidbar 22:2
“וַיַּרְא בָּלָק, בֶּן-צִפּוֹר, אֵת כָּל-אֲשֶׁר-עָשָׂה יִשְׂרָאֵל, לָאֱמֹרִי”
“Balak ben Tsipor, Yisrael’in Emori’ye tüm yaptıklarını gördü…”
Zoar, Balak’ın, bilgeliğin gözleriyle gördüğünü açıklar. Büyük bir büyücüydü ve casusluk yapmak için istediği yerlere kuş gönderirdi. Kuş geri döner ve gidip gördüğü yerlerinde neler olup bittiğini ona açıklardı. Bir gün kuş geç geldi ve kanatlarında yanık işaretleri vardı. Balak, kuşların onu üst düzeylerin sırlarına bağlama yeteneklerini kaybettiğini gördü. Bunun sebebinin İsraillilerden geldiğini anlamıştı ve bunun üzerine korkmuştu.
Bamidbar 22:3
“וַיָּגָר מוֹאָב מִפְּנֵי הָעָם, מְאֹד–כִּי רַב-הוּא; וַיָּקָץ מוֹאָב, מִפְּנֵי בְּנֵי יִשְׂרָאֵל”
“Moav, halk nedeniyle son derece korkmuştu, zira [Yisrael ulusu] kalabalıktı. Moav, Bene-Yisrael yüzünden karamsarlığa kapılmıştı.”
Kuş tüm yeteneklerini kaybettiğinde aynı şekilde Balak da yeteneklerini kaybetmiş oldu. Bu korku onu İsraillilerin Hohma Sefirası yani, bilgelik ile olan bağlantılarından nasıl koparabileceği ile ilgili bir arayışa itmiştir.
Rabi Şimon’un hikayesinden, 12 yıl mağarada kaldıktan sonra, çok büyük bir Işık gücüyle mağaradan ayrıldığını biliyoruz. Kutsallık çerçevesinde olmayan her şey sadece bakışıyla yanmıştı. Gözleri, saf bir enerjiyi yansıtıyordu ki, bu enerjiden daha düşük seviyedeki hiçbir şey ona dayanamıyordu ve olumsuzlukları temizleyen ateş elementini kullanarak herşeyi hemen buhar ve küle dönüştürüyordu.
Pek çok insan arzularının kölesi olarak para, mücevher, araba gibi bir tür fiziksel putlara bağlı kalıyorlar. Bu dünyada kendilerini güvende hissetmelerini sağlayacak fizikselliklerin peşinden koşuyorlar ancak hiçbir şey saf Işık’a dayanamaz.
Işığı her zaman yanımızda tutmak için ne yapmalıyız?