İbranice çeviri:
15. שֶׁהוּא שֵׁם מְפֹרָשׁ בַּעֲשָׂרָה מִינֵי תִלִּים. וּבְשׁוֹפָר, אֵין פּוֹחֲתִין מֵעֲשָׂרָה שׁוֹפָרוֹת. וְהַתּוֹרָה – הַקּוֹל שֶׁלָּהּ, הַדִּבּוּר שֶׁלָּהּ, הַבִּינָה שֶׁלָּהּ, שֶׁפֵּרְשׁוּהָ, אֵיזֶהוּ חָכָם? הַמֵּבִין דָּבָר מִתּוֹךְ דָּבָר. מַחֲשָׁבָה שֶׁלּוֹ חֲשׁוּבָה לִפְנֵי הַקָּדוֹשׁ בָּרוּךְ הוּא מִכָּל קָרְבָּנוֹת וְעוֹלוֹת. זֶהוּ שֶׁכָּתוּב (ויקרא ז) זֹאת הַתּוֹרָה לָעֹלָה [וְ]לַמִּנְחָה. (עד כאן רעיא מהימנא)
16. אִישׁ אוֹ אִשָּׁה כִּי יַעֲשׂוּ מִכָּל חַטֹּאת הָאָדָם וְגוֹ’ (במדבר ה). בֹּא רְאֵה, כָּתוּב (שופטים ד) וְחֶבֶר הַקֵּינִי נִפְרָד מִקַּיִן מִבְּנֵי חֹבָב חֹתֵן מֹשֶׁה וְגוֹ’. וְחֶבֶר הַקֵּינִי מִבְּנֵי בָנָיו שֶׁל יִתְרוֹ הָיָה, כְּמוֹ שֶׁנֶּאֱמַר (שמואל-א טו) וַיֹּאמֶר שָׁאוּל אֶל הַקֵּינִי וְגוֹ’. לָמָּה נִקְרָא קֵינִי? וַהֲרֵי פֵּרְשׁוּהָ. וְכָתוּב (בראשית טו) אֶת הַקֵּינִי וְאֶת הַקְּנִזִּי. וְנִתְבָּאֵר שֶׁעָשָׂה קֵן בַּמִּדְבָּר כְּעוֹף זֶה, כְּדֵי לַעֲסֹק בַּתּוֹרָה, וְנִפְרַד מִן הָעִיר. נִפְרָד מִקַּיִן, נִפְרָד מֵאוֹתוֹ עַם שֶׁהָיָה שָׁם קֹדֶם וְנִדְבָּק בַּקָּדוֹשׁ-בָּרוּךְ-הוּא, נִפְרָד מִקַּיִן.
Eha 2:19
“קוּמִי רֹנִּי בליל (בַלַּיְלָה), לְרֹאשׁ אַשְׁמֻרוֹת–שִׁפְכִי כַמַּיִם לִבֵּךְ, נֹכַח פְּנֵי אֲדֹנָי”
“Yüksel, geceleri yüksek sesle ağla. Gecelerin [nöbetlerinin] başında; Kalbinizi su gibi dökün A-şem’in (A-donay) varlığının önünde”
Zoar bize, farklı şarkı türlerinin seslerini üretmek için boğazımızı kullanmamız gerektiğini söylüyor. Boğaz, soluk borusunun, altı halkası olan bir müzik aletidir, Vav ו ve Zeir Anpin harfinin özelliğini taşır. Akciğerlerin kanatları arasında kalan kalp Bina Sefirası’nın özelliğidir. Sesi üretmek için ciğerleri harekete geçiren, beş sevgiden gelen rüzgarı boğaza ve ağzına kadar yükselten ateş enerjisini sağlar.
Şofar’ın Roş Aşana’daki çalınışı, yüreğimizden yani Bina Sefirası’ndan benzer bir yükseliş kullanır, biz de Bina seviyesine manevi seviyede benzerliği olan bir ses çıkarırız.
Ses, ağzından çıktığında kelimeleri üretmek için oluşan iç enerjidir. Bina Sefirası’nın Işığını alıp, ihtiyacımız olan daha yüksek bir manevi seviyeye yükseliş imkanını bizlere verir.
קול = Ses = 136
סולם = Merdiven = 136
ממון = Para = 136
צום = Oruç = 136
Bu eylemler, onları takip eden kişinin hayatından yargıyı kaldırarak manevi yükselmeler sağlar. Dualarımızın sesi meditasyonlarımızı – saf düşüncelerimizi yukarılara taşır. Kutsal metinlerin incelenmesi bizleri Bina Sefirası’na yükselten merdiveni verir. Rabi Aşlag, Zoar hakkındaki çalışmasını “Merdiven” olarak adlandırmıştır ve bizlere daha fazla Zoar çalıştıkça Merdiven’de daha yüksek bir şekilde Bina Sefirası’na tırmanabileceğimizi anlamamızı sağlamak istemiştir.
Para, Işığın dünyaya gelmesinin sürekliliğini destekleyen bir araçtır. Oruçla fiziksel bedenin arzularını ortadan kaldırır ve ruhlarımızda dualar sırasında daha kolay yükselmeler sağlayabiliriz.
Merdiven, Para ve Oruç Tutmanın özelliklerini kullanmak kolaydır. Ses, içimizdeki saf sesimizi Işığa yaklaşma arzusu ile taşımalıdır. Bu ses, Malhut’tan Bina’ya olan tüm manevi tıkanıklıkları kıran bir ses olarak çıkmalıdır.
Devarim 6:5
“וְאָהַבְתָּ, אֵת יְהוָה אֱלֹהֶיךָ, בְּכָל-לְבָבְךָ וּבְכָל-נַפְשְׁךָ, וּבְכָל-מְאֹדֶךָ”
“T-anrın A-şem’i tüm kalbinle, tüm canınla ve tüm varlığınla sev.”
Yaptığımız her şey, ulaşmak istediğimiz yükselişi yaratmak için sevgi ile ifade edilmelidir.
“Ağız” פה kelimesinin sayısal değeri, 85’dir. Zeir Anpin seviyesinde A-şem’in ismi (יוד-הא-ואו-הא)’dir ve bize tırmanacağımız merdiveni 45 sayısı ile verir. Birlikte 130 ederler ve bu da “sevgi” ‘אהבה’ kelimesinin 10 katıdır.